24 Ekim 2011 Pazartesi

sana imkansız görünse de bütün çözümler ellerinde.

bir kere artık şu 'x ölmüşken y'ye mi üzülüyorsun sen' muhabbetlerinden bıktığımı belirtmek istiyorum. yolda geçerken cansız bir kuş görüyor ve ona üzülüyorum. eve geldiğimde kardeşimden sevdiğim bir müzisyenin hayatını kaybettiğini duyuyor ve ona üzülüyorum. televizyonu açtığımda şehit haberi alıyor ve ona üzülüyorum. internette gazete okurken kaddafi'nin fotoğraflarını görüyor ve 'ona bile' üzülebiliyorum. tamam mı?


sizin kime üzülmeniz gerektiğine ben karar ver(e)mem. ve siz de benim kimlere üzüleceğime karışamazsınız. ama her ne olursa olsun, ne size ne de bana bir insanın hayatı hakkında laf düşmez. kimsenin ölüsüyle dalga geçip, hiçbir canlının ölümüne sevinmek olmaz.


illa 'küfredicem sataşıcam' diyorsanız, sizin vicdanınıza kalmış bir şey bu. ama her küfredip sataştıktan sonra kendinizi düşünün. kendi cenazenizi. ardınızdan küfredenleri. ve sizin öldükten sonra görüp duymadıklarınızla arkada bıraktıklarınızın savaşmasını.


değmiyor be dostlarım.

1 yorum:

G dedi ki...

i mourn the loss of thousands of precious lives, but i will not rejoice in the death of one, not even an enemy. returning hate for hate multiplies hate, adding deeper darkness to a night already devoid of stars. darkness cannot drive out darkness: only light can do that. hate cannot drive out hate: only love can do that. - martin luther KING jr.