17 Ekim 2009 Cumartesi

Ankara yolcusu kalmasın =)

Yep, yine yollar gözüküyor bana :P 2 Kasım'da Anıtkabir'de olacağız, hatta ben G insanını da görmeyi düşünüyorum.Madımak fantezisi hep var değil mi?Ne dersin G? :Ş

11 Ekim 2009 Pazar

Belki bir gün...

Belki bir parça ömür bulunur bir yerde
Belki içine biraz hayat konulur
Belki ölmeden insan olunur yine
Belki biraz da hava solunur

Belki bir gün

Ağaçlar kök salınca
Hepsi göğsüme batınca
Tek odalı kağıttan şatomda
Uyanırım belki

Yalnızken kırık yatağımda
Alışırım zamanla
Bu kadarı var bana hayatta
Yetinirim belki

Belki bir parça akıl bulunur bir yerde
Belki içine biraz zeka konulur

Belki bir gün

Ağaçlar salınınca
Rüzgar göğsüme dokununca
Camdan dışarı bakınca
Anlarım belki

Yatağımı onarınca
Dayanamam yalnızlığa
Daha fazlası var hayatta
İsterim belki

10 Ekim 2009 Cumartesi

Acı çekmek bazen

Bazen bi şarkı duyarsınız, kalbiniz burkulur, düşlersiniz iki kişilik hamurdan dünyanızı.Ve gerçek olamayacağı aklınıza gelince, güneş gibi batarsınız gecenin karanlığına.Sessiz, kimsesiz, çaresiz.Tamam, duyulmuyor olduğunuzu farz edelim.Ama içinizdeki büyük harfli sesleri çıkartamayacağınızdan dolayı korkularınızdan olmuyor mu sanki bütün olanlar?
Yine sessizlik gelir.Ardından tekrar bir şarkı.Dünyayı görürsünüz, cenneti ve cehennemi.Dünyadasınız evet.Ama o şarkı -chasing cars- umudunuzla sizi cennetin güzel köşklerinde ağırlar.Peki olmazsa? İşte o zaman cehennemde yanıyor olduğunuzu hissedersiniz.Bütün bu olanların anlamı nedir peki? Acı çekmek bazen, fayda mı verir?
Sorularınız aklınızdadır, kafanız karmakarışık.Teknik olarak iyi giden yaşamınız sendelemiş, yere düşmüştür.Bacağı kanıyordur, pıhtılaşmayan kanınız sizi her geçen gün dipsizliğe sürükler.Yine şarkıyla kalakalırsınız.
O kanama hatırlatır sevginin ne demek olduğunu, susarsınız ama sessizliğinizin verdiği cevaplar bile güzel gözükür gözünüze.Bir kanama, bin kanamaya işarettir.Bacağını kurtaramayan, bütün bedenini kaybedecektir.Bunu bilmek bile sessiz harflerden oluşmuş, başkaları tarafından kullanılmış kelimeler demektir, bir daha hiç sizin olmayacak.

dipnot: 'siz' kullandığım yerleri kaldırın, yerine bir haarp koyun.

7 Ekim 2009 Çarşamba

Özlemek bazen

Evet bilirsiniz o duyguyu işte öyleyim şu sıra, eskilere gitmekteyim: yaklaşık 2 sene önceye.Neresi eski bunun diyecek olabilirsiniz fekat köprünün altından sular aktııı geçtiiii.Zaman kavramı işte :/ Üzülüyor muyum? Evet.Bi'de "Hiç kıymet bilmemişim." geriye dönüp baktığımda bana kalan tek cümle bu olsa gerek, öyle düşünüyorum.Biliyorum, her geçen sene bir öncesinden daha b*k olacak ama olsun yav, sanırım hayat mücadelesi bu ve bunun gibi bi'şey?
Var ya, gelse yanıma, özledim ben de dese sarılmaz mıyım? Sarılırım lan.Bi de öperim oh kokulu kokulu.Sabaha kadar başımı şişirsin, tıngırdatsın, şarkı türkü söylesin.Yapsın ya bunu.Şimdi Uzaklardasın dinlemek isterdim Zeki Müren'den ama dayanamam ağlarım ben şimdi.Yok kesin içim gider uzaklara.Çok özledim yani, öyle böyle değil.
Bazen yanıma geldiğini hayal ediyorum, ya da ben onun yanına gidiyorum.Seviyor beni kerata."Arkadaşız biz yahu, biliyorum, hissediyorum ne yaşadığını.Al omzum senin olsun, sümüğünü tişörtüme sile sile ağla" diyorum ben ona.Sonra bana olanları bir güzel anlatıyor.Belki ağlıyor.Ve belki de ben ona hiç bakmadığım kadar güzel bakıyorum.Canım o benim ya.Sanki canımmış gibi.Öyle seviyorum ki ağlayasım geliyor.Özlemişim gerçekten seni, hem de çok özlemişim.Sen ne hissediyorsun onu bilemem de.Belki ben de olurum senin gibi.Belki ben de omzunda ağlarım.Belki kıymetini anlarım o zaman? Ve yine zaman kelimemiz karşımıza çıkar.
Az kaldı, gelirsin işte ne bileyim.Ama hadi gel, yoksa ben kaçarım oralara.

6 Ekim 2009 Salı

Evrim tamamlandı :p

Bugün yine tema eğitim tırı'ndaydım, gönüllü olarak.SMS topladık, imza aldık, tema üyeliği yaptık.Dolu dolu bir gündü.Tam alışmışken tırımızın Ankara yolcusu olacağı aklımızın bir köşesinde bizi hüzünlendiriyordu.YavruTEMA'lı miniklerle iyi işler çıkardık.Ve ben sonunda dünya için bi'şeyler yapabildim.
gençTEMA'lı oldum, çok mutluyum.
Neyse, eli boş değiliz.Toplam 500 küsur sms topladık, bu da 500 küsur fidan demek! Bugün 6 tane olmak üzere, yaklaşık 15 civarı yeni üyemiz var artık, 3. bölgede.İnanıyorum, "Türkiye Çöl Olmayacak!"
Zekavet Taş'a çok çoooookkk teşekkür ediyorum, kendisi bizi kucakladı, aldı yanına.Hiç hor görmedi, onlardan yaş yaş küçük de olsak bize yetişkin muamelesi yaptılar.Pazar günü Tema'nın genel toplantısından sonra bizimle tek tek el sıkışan Tema Genel Başkan'ı Sayın Hayrettin Karaca'ya, Tema il temsilcilerine, dünya konusunda duyarlı olan herkese, imza attırdığımız defterimize, bir de Sony profesyonel fotoğraf makinesi olan abiye çok çok teşekkür ediyorum :p
Benimçün harika bir hafta sonu + güzel bir hafta başlangıcıydı.
Kısacası Tema & Turmepa işbirliği içerisinde geçirdiğim dolu dolu 3 günüm ve o günlerde bize destek olan herkese teşkür ediyorum.

5 Ekim 2009 Pazartesi

Temacılaaa.

"gençTEMA artık burada."

Hey selam millet.Nasılsınız iyisiniz tamam uzatmayın.Öhüm, haarp der ki, kalkın, bi sms atın 4014'e, sizin de en künyelisinden bir fidanınız olsun.Ne dersiniz.Evet dersiniz.
Beni sevdiğinizi biliyorum.Çünkü ben de beni seviyorum.
asjklşşlkjdfgh şaka tamam, duyarlılığınız için şimdiden teşekkürler.Sıkıysa olmayın.

2 Ekim 2009 Cuma

Yapamamak bazen

Hani üzülürsünüz bazen kendinize.Elinizden gelmez birilerine tutunmaya, belki de onlar size hiç tutunmamışlardı.Ama önemli olan o değildi ya, karşılık beklemezdiniz.Olmuyordu ama, tek yön gidiş biletlerine sahip olmak gibiydi o kişiler.Sizden gideceklerdi.Size dönmeyeceklerdi.
Yapamazdınız.Uzansanız tutamaz, yıldızlarda sanırdınız.Çerçevedeki resimde, telefondaki 3G'de arardınız.Bulamazdınız.O başkasıydı artık, ya da iyi bir oyuncu olmuştu sizi bile geçen.Düşünürdünüz, ne eksik he? Ne.. ne...Yoktu işte! Umursamamalıydınız, hüngür hüngür ağlamalı ama umursamamalıydınız! O giderken aptal aptal bakardınız.
Hani öyle yerin dibini boylamış, öyle mutsuz, öyle hüzünlü olursunuz.Son kuş yuvadan kaçar.Hayır siz bir korkuluktunuz ve tabii ki o kişi mısır tarlasına yanaşmamalıydı! Anlatamazdınız kendinize.Ona nasıl anlatacaktınız? Kafanız karışıktı.Tamam, bir arkadaşınıza anlatırdınız.Yüzünüz kızarırdı anlatırken.Gerçekten karışıktınız.O, sadece sizi kenardan seyrederdi.Hani onun olduğu bir dünyayı bulabilmekti dileğiniz.
Yalandan da olsa güzeldi hissederdiniz.Hani şarkılarda onu bulup çıkarır, göklerde kuşların sırtına bindirirdiniz.Sonra arkasına da siz atlardınız.Mavilikler gittikçe büyür, büyür, kocaman olurdu.Sonsuzluktu bu, fark ederdiniz.
Ve uyanış.Uyanış gürültülü olur, başınıza soğuk su dökülür bir anda.Gerçeği ayırt edemezsiniz.Hani lanet gibi hissedersiniz.Karışıklık geçmez, kendinizi konumlandıramazsınız.Kimsiniz çözemezsiniz, ağlarsınız.Gözyaşlarınız buhar olur, gökyüzüyle buluşur.Başka bir ülkede, başka bir tene değer ve bir can daha bulur."O da belki ağlıyor" diye düşünürsünüz, size ağlarmış gibi hissiyatı sanki.Hani yanılırsınız.O'nun gözyaşları hep aynı kişiye, hep aynı nedenle dökülmüştür.Hani o da buhar olup giden damlacığının, aşkının içinde sönmesini ister ya.Siz sadece hayatta bir buharsınızdır, anlarsınız.Yapamamak bazen...Elin(m)den hiç birşey gelmemek. :/