11 Temmuz 2014 Cuma

tekrardan hoşbuldum. erasmus. travis.

en son 29.07.2012'de yazmışım bu sayfaya. dile kolay, 2 yıl olmuş neredeyse. bu zaman içerisinde 'sıradan bir genç'in hayatında neler olabilecekse aynılarını ben de yaşadım. üniversiteli oldum. sevgilim oldu. ailevi sorunlar. parasızlık. depresyon. aklınıza gelebilecek her şey.

şimdi biraz eski zamanlara gidelim. biz kimdik? bizi tanıyanlar biliyor durumu, tanımayanlara da şöyle bir özet geçeyim: bu blogun yazarları ve blogun yazarı olmayan daha birçok kişi mor ve ötesi aracılığıyla tanıştılar. vakti zamanında daha hepimiz epey ufak, baya çocuk, azcık da ergen iken, mor ve ötesi fan forumuna üye olduk. o forumdan güzel arkadaşlıklar, dostluklar çıktı. farklı şehirlerden hatta ülkelerden insanlar bir araya geldi, kaynaştı. bu anlattıklarıma bir 6 yıl olmuştur en az. altı yahu!

peki, biraz şimdiye gelelim. biz kimiz?
biz hala çok iyi insanlarız bir kere. hala çok iyi arkadaşlar çok güzel dostlarız. büyüdük. baya büyüdük. kimimiz mezun oldu, kimimiz mezun olmak üzere, evlenenimiz bile var ki!

ben evlenmedim hayır. mezun da olmadım. antropoloji bölümü 2. sınıf öğrencisiyim. ve 2. yılımın ikinci dönemini erasmus vasıtasıyla İstanbul'da geçirdim. erasmus bitti ama ben hala İstanbul'dayım. çünkü Avusturya'ya geri dönmem için yeni eğitim ve öğretim yılının başlaması haricinde bir sebebim yok. ailem var tabii, ama hayatımın hiçbir döneminde ailesini çok özleyen bir insan değildim. sırf bu yüzden insan olmadığımı düşünenler var. ama ben gerçekten insanım.

gelelim travis'e. mor ve ötesi forumundan tanışan insanların müzik zevkleri bir aşağı iki yukarı üç sola dört sağa aynıdır. travis, coldplay, muse, beirut, sakin, redd vs dinleyen insanlarız hepimiz. müzik zevkimiz iyidir yani. aramızda daha önce travis'i canlı dinlemiş olan arkadaşları saymazsak birkaçımız için ilk travis konseriydi 19 Haziran İstanbul Black Box konseri. öncesiyle sonrasıyla olağanüstü güzel bir gündü. sahnenin en önünde oluşumuz (Fran'in önündeydik), Fran'e dokunma fırsatınızı yakalayışımız (aslında dokunmak değil, ellemek) hatta bir arkadaşımızın Fran'e sarılışı (Fran de sarıldı tabi), hatta ve hatta Fran'in bu arkadaştan twitter hesabında dahi bahsetmesi ve daha fazlası hayatımda asla ama asla unutmayacağım şeylerden sadece birkaçı.

bu yazıyı bundan 2 yıl önce yazıyor olsaydım konser öncesi buluşmamızdan konser sonrası otobüslere binişimize ve hatta daha sonrasına kadar en ince detayları bile belirtirdim. ama artık yazamıyorum. artık güzel cümleler kuramıyorum. o yüzden bu birkaç satırla idare etmenizi rica ediyorum sizden.

not: konseri ve İstanbul'u güzel kılan herkese teşekkür ederim. şimdilik buralardayım ama emin olun geri döndüğümde de unutmayacağım hiçbirinizi.


Hiç yorum yok: