24 Nisan 2010 Cumartesi

sevgi, saygı vesaire

Bazen hayatın bu kadar suçlu olmadığını düşünüyorum.Hatta insan denen yaratığa katlanması bile bir mucizedir! Bencillik yapmak istemiyorum ama bazen de haksızlıklar yapıyor, belki de istemeden.Doğmamış bir çocuğun canını alıyor, savaşlar çıkartıyor, büyük amcalara ve abilere "adam vurmaca" oynatıyor...Her ne kadar işin evrensel boyutunu görsem de bana yapılan bu haksızlığı da fark etmedim değil, yazmaya karar verdim.
Ben bi şeyi merak ettim.Doğru insanı (!) bulduğumda da o merak ettiğim şey gerçekleşti.Aradan zaman geçti, olaylar oldu filan, sevgisini kazananlar oldu.Ben sustum, o sustu, ben sevdim, o sevmedi.Gerçekten, kalpten hissettiğime inandığım şeyler yalan gelmeye başladı ve sonunda bana yapılan komployu anlamış bulundum.Bunun adı her neyse kötü bir şeydi işte.
Büyüdüm.Ben büyüdüm, o büyüdü.O daha da büyüdü, ben minicik kaldım.Sorunun nerden başladığını, nerede bitmesi gerektiğini kestiremedim ve sürüklendim bu duygunun içine içine.
Artık yazamıyorum.Kendimi öyle berbat buluyorum ki anlatamam.Çaresizliği de keşfettim o duygunun yanında, bu daha da beterdi.Derdim büyük; sevgi, saygı vesaire!
"Neyse olsun" der geçerim, içim acır ama çaktırmam.Gözlerime: "İki günde bir ağlarsın bundan sonra" derim.Ne olacak yani.
Hem Tyler üstad ne demiş: "Bir hayat tecrübemiz oldu."

Hiç yorum yok: