31 Aralık 2009 Perşembe
Mutlu Yıllar & Yeni Umutlar
Arkadaşlarımın küçük dilekleriyle,annemin öpücükleriyle ve kendime vaad ettiğim sözlerle yeni yıla giriyorum.Nasıl girmişim umrumda değil; pc başında,tv de yada muhtemelen yatakta uyuyor olabilirim,evet bu sıralar çok uykum geliyor.
Kısacası 365 gün daha hızlıca bitti,biz anlamadan..Umarım hepimiz hayallerimize birer adım daha yaklaşırız! Ne diyordum? Mutlu yıllar.
24 Aralık 2009 Perşembe
Biber Gazı yok mu??
Is yok, borc cok hesabi.
Polisler ne yapacaklarini bilemiyolarken, tak, zeki bir türk vatandasi giriyor devreye.
"Abi Biber Gazı yok mu?"
Bu arada Biber Gazının Piyasadaki degerine baktim, 75 YTL diyor.
Oha felan oldum :D
17 Aralık 2009 Perşembe
Facialar serisinden alıntı
Tüketici Koruma Hakları var,güzelim dükkanlarda satış elemanı olmak var vs vs.En önemliside bu,şimdi okuyup mühendis olup şunu bunu yap diyorlar illa bana diye şartlanmıştım,ama baktımki moronlar asıl satış elemanından çıkıyormuş.Yahu mp4 veriyorsun içinde usb yok,gidip değiştiriyoruz kurulum cd si yok.3 kere gel git yapacağız.Öğrenciyim sallamıyorlar beni diye sinirlendim gittim bütün görevlilere sövdüm,yarın kutuyu bilmiş tavır sergileyen 'ama biz ürünü açmıyoruz' diyen ama işinden zerre kadar anlamayan zavallı elemana fırlatacağım...
Yanlış anlaşılmasın mesleği eleştirdiğim yok,şayet halkla iç içesin zor bir iş.Ama işinin özünü bil,malı satıyorsun içinde ne var ne satıyorsun ot mu bok mu ne!? Alarm koymakla bitiyor mu iş,bu kadarda apansız olmasak..
Her mesleğin zorluğu ve kolay yönleri vardır.Bu olaydan haberi olmayanda var.Ne yani amacınız 5 dklık sigara molalarını beklemek mi sadece,işine ver kendini..
Not: Orası büyük bir dükkan,her şehirde bulunan türden.
16 Aralık 2009 Çarşamba
üzülme katla hüznünü
kaldır çekmecene bir yerlere sakla
daha ömrünü tüketecek
nice yaraların olacak
kabukları düşecek
yeniden kanayacak
kırmak istiyor bırak gitsin
gitmek istiyor bırak gitsin
bi daha gelmesin
ister yen ister yenil
daha gençsin öğreneceksin
ister sev ister sevil
daha neler göreceksin
ister yen ister yenil
daha gençsin öğreneceksin
ister sev ister sevil
daha neler göreceksin
en sevdiğin yanlızlığını al geçir sırtına
eserse hafiften hüzün üşümezsin..
belki elmacıkların ıslanır
fenamı yanakların allanır
ağla,durma ağla
biraz ruhun cilalanır
kırmak istiyor bırak gitsin
gitmek istiyor bırak gitsin
bi daha dönmesin
ister yen ister yenil
daha gençsin öğreneceksin
ister sev ister sevil
daha neler göreceksin
ister yen ister yenil
daha gençsin öğreneceksin
ister sev ister sevil
gençsin...güzelsin...
5 Aralık 2009 Cumartesi
30 Kasım 2009 Pazartesi
David Tennant?!
29 Kasım 2009 Pazar
Anlatamıyorum
Ben eskiden insanlara derdimi anlatamıyorum derdim,ama çok şey değişmiş.
Derdimi değil hiç bir şeyi anlatamıyorum.
Ben anlatamıyorum ama insanlar her halükarda anlamıyorlar.Neden böyle bu düzensizlik? Bencillikte cabası,hemen pes etmek var.
Bir gün anlatmayı becerebilcekmiyim acaba kendimi.Bu sorunun cevabını çok zor bulacağım gibime geliyor.İşte o noktada nedense bu dizeler devreye giriyor:
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
ANLATAMIYORUM!
Ah Orhan Veli,yüce insansın.Cevabımıda sen bana veriyorsun,sadece sen.Kimbilir senin ne derdin vardı,ne anlatmaya çalıştında anlatamadın,bilinmez.
24 Kasım 2009 Salı
Remy Zero
20 Kasım 2009 Cuma
Tüyap'a gidiş kolaydır, kektir, binersiniz Yenibosna'dan Büyükçekmece'ye, önünde indirir.Fakat sorun dönüştedir.Hele ki ben, Gamze, Sema, Sema'nın annesi ve kardeşi Seda ile yağmur ve rüzgarın alnında içimizde Muse'dan Invincible çalaraktan, "Burada öleceğiz, cesedimizi bulamayacaklar" diye espri yaparken olayın gerçekleşmesine ihtimal vermekle yusuf yusuf olmak da içimizi kemiriyordu."Bi daha gelmeyiz, bu ne yahu yol yok iz yok" klişesini yaptık.
Üst geçit olmadığından tekrar Büyükçekmece'ye bindik, son durakta inmek için.Tekrar Büyükçekmece - Yenibosnaya bindik.Yorgunduk, açtık, ama mutluyduk.Together we're invincible cümlesinde coşmuştuk! Zafer bizimdi.
Annem beni telefonla aradğında daha Avcılar'a bile gelmemiştik."Hehe avcıları geçtik eve doğru geliyoruz" dedim ben de...Korktum çünkü.Eve gelince "Ben sana demedim mi" ile başlayan bir sürü cümle duyacaktım...Boşverdim.Koltuğumun altında imzalı uykusuz posterimle, poşetimde Adam Fawer imzalı Empati kitabımla ben yenilmez bi kahramandım.
Sefaköy'e gelmiştik...Gamze, ben, Sema ayrılacaktık -ki Gamze daha sefaköyden başakşehire gidecekti- minibüse binmeliyim dedim içimden.Ben ayrıldım.Minibüse bindim, annem aradı: "Kafanı kırıcam nerdesin" dedi :D "Geliyorum işte üfff" diye karşılık verdim.Saat henüz 20.05'ti.Zaten donmuştum, açtım.Neyse eve geldim, annemin ilk cümlesi: "Sana bundan sonra izin mizin yok" oldu.Bunun geçici olduğunu biliyordum, ama o lanet geri dönüş zorluğumuzu duymadan yargısız infaz yapması incinmişti."Aamaaaan" dedim, gittim odama, posterime, kitabıma sarıldım.Bi baktım, çok mutluyum...
Tüyap Hatırası 2009 / 31 Ekim Cumartesi
18 Kasım 2009 Çarşamba
insanda grip+morel bozukluğu olmasın..
kokoş yaaa tipe bak.daha türkçeyi bilmiyo. kimsin lan sen kim'' diyesim var. bunu size değil ona diyesim var.aslında onun bi suçu yok diğerinde suç.onunla konuşmaktansa domuz gribi olurum daha iyi.yada yeni çıkacak olan grip türlerinide tercih edebilirim.
ı-hıh cıks olmamş beğenemedim gitmemiş sana.git başkasını bul içim rahatlasın.çok şey lan ımm ne bileyim garip...
hatta abartarak murat Boz'un 'üzüleceksin' şarkısını gönderiyorum..seversin zaten sen.
oh rahatladım. hati test çözeyim ve şu lanet sınava çalışayım (:
17 Kasım 2009 Salı
Hastalık.Okula filan gitmiyorum? Neden? Kapı gibi raporum var.Evde bütün gün cnbc-e izleyebilir, saatlerce uyuyabilir, abime: "H1N1 olmuşum deyolla, öleceğim sanırsam" diye espriler yapabilirim...Bunların hepsini en fazla 2 gün yapabilirim, eğer hasta olduğunuz hafta içi herhangi bir günde edebiyat sınavınız varsa, bunu raporunuzu "şıırraaakkk" diye çıkarabilme suretiyle atlatabilirsiniz.Kendimi ele verdim lan.asdfgh.Ama bilmek gerek ki, eğer hocanız sınava girmeyenleri daha beter sınav yapıyorsa, orda bi cesaret var demektir.Ve ben "varıııımm" dedim.Gözlerime kadar varan baş ağrısını dördüncü derse kadar çekemezdim hem.Gitmeliydim.Hem o sınıftan, hem de bütün saçmalıklardan.
Şinasi'nin ilkleri çıktı aklımdan.Tek umudum izin alıp eve gitmekti.
Sonra nooldu?! Doktor Tülin Hanım 4 gün istirahat verdi (çok sağolsun. :D).Fakat 4 gün dışarı çıkma yasağı?!
Tanrım, cuntacılar aramızda asdfghjk
15 Kasım 2009 Pazar
resistance @ yozgat
Sevgili günlük,
Dün gece başımıza neler geldi bilemezsin! Uzatmadan konuya giriyorum: Akşam yemeği için madımak yaptık.Üzerine yoğurdumuzu bile hazırladık.Ziyafet vardı yani :D Neyse meğersem yoğurdun tarihi geçmiş! Zuhaha.Güldüğüme bakma, yeni kendime geldim.Sanırım bi' 2 kilo vermişimdir :D Başımızda büyük olmadan yaşamanın zorluğuna alışıyoruz.2 sene önce olsa, ne Yeşim, ne Mehtap, ne de ben başımıza bunların geleceğini hayal bile etmezdik! Aybike İzmir'de tabi.Endüstri müh. olacak hanım. :p Biz burda, Aybike de oralarda sürünüyor :D Ben dedim ona "İstanbul'a gel" diye, "bunun İtü'sü var dedim, Boğaziçi'si var dedim, İstanbul'usu var anacım" dedim, ama illa ki güzel güzel puan yapıcak sınavda, sonra paşa paşa Ege'lere, 9 Eylül'lere gidicek.Hain :p :D Konuyu nerden nereye getirdim he.Ölüyorduk filan ama iyiydi ahah ya.Mehtap moleküler biyoloji okuduğu için az çok biyoloji bilgisiyle (:p) hemen vücudumuzdaki tepkimeleri sıraladı.Ben de bunun psikolojik çıkarımlarını yaptım.Bunun üzerine Yeşim olayı değerlendirdi ve Tayib'e bağladı :D Biz böyleyiz. :D
Hahah ya.Şaka maka iyi bi ev anımız oldu :D
merve.
6 Kasım 2009 Cuma
Dipnot. Buse arkadaşımıza selamlar:D kızmamıştır umarım.sevgiler. :D
Boğaziçi'nde
Sevgiler, Haarp. :D
(Ne dediğimi şaşırdım ama anladınız siz beni değil mi sevgili okuyucu.Anladınız anladınız.)
Tüyap Hatırası II
Uykusuz imza olayını anlatmıştım.Fekat bir imza kuyruğu daha vardı ki...O da çokzeldi: Adam Fawer.Bi' adam, bu kadar mı güzel biri olabilir he.Neyse sulanmadan anlatalım: ilk önce interexpo salonuna gittik, söyleşiye.Çocukluğundan yazarlığına her bişeyi anlattı.Büyük görme kaybı yaşamış abimiz çocukluğunda, kaset kitaplar ona yazarlık için adeta pusula olmuş.Kimin kitap kasetleri? Stephan King. :D "Çok korkuyordum, kabus gibiydi" diye ekliyor.Matematik zekası olduğunu da mütevazi olma hallerini bi yana bırakıp söylüyor.Ne yazık ki Adam da birçoğumuz gibi hayallerinden vazgeçecek olmuş..."Yazarlığı aklımdan ittim, en azından yazarlığı görmemeye çalıştım" diyor.Arkadaşı Stephanie ona her ne kadar yazarlık konusunda teşvik edici konuşmalarda bulunsa da, aklı bir 'kariyer'de, bir 'yazarlık'ta gidip gelmiş.Sonunda 11 Eylül 2001 günü istifa etmiş.Aklınıza ne geldiğini tahmin edebiliyorum.Şimdi Adam Fawer, yarattığı karakter David Caine çıkarmış! :D Öhüm neyse, kitap yazmış, kelimeleri coşmuş.Beğenilmemiş, denemeler, denemeler, denemeler, yayınevlerinin Adam'ı reddetmesi...Adam Fawer pes etmemiş, sonunda OlasılıkSız ortaya çıkmış.Amerika'da satışlar fena değilmiş, ama mükemmel de sayılmazmış.Derken Hollanda, Almanya, Japonya'da satışlar Adam abimizin önüne gelmiş.Yurtdışından bu kadar iyi satış beklemezmiş.Sonunda kitabı Türkiye'ye gelmiş, okundukça okunmuş.Tramvaylarda, otobüslerde, vapurda, sokakta, neredeyse bütün kitap severlerin elinde bulundurmak istedikleri bu bilimkurgu, Türkiye'de çok talep görmüş.Adam Fawer bu durumu şöyle açıklıyor ve herkesi kahkahaya boğuyor: "Kitaplarım en fazla burada okunduğuna göre, Türkler zekidir." :D
Söyleşi nasıl geçti, nasıl bitti anlayamadım.Çok güzeldi, Adam Fawer çok zekiydi, mütevaziydi, espriliydi ve bir o kadar da karizmatikti.Kesinlikle bir havası vardı adamın!
İmzaya 5-6 dakika geç gittik.Enee, bir de baktık ki sıra olmuş 100-150 kişi.45 dakika sırada bekledik -ki değerdi- sonunda Adam insan üstü varlığını gördük.Gamze "hi" dedi.Adam da Türkçe olarak "Merhaba" dedi.Ecnebi yapıyor abücüm.Ben sıradayken o kadar İngilizce cümle kurdum aklımda, ama Adam'a söyleyemedim. :D Sadece yüzüne baktım ve güldüm, kendisi de güldü.Orada muhteşem bir insan vardı.Fotoğraf çekindik filan.Ben sorumu patlattım: "Empati'de Mk Ultra'dan bahsettiniz, peki Cia'in tepkisi ne oldu?" Durdu."İlginç" dedi, gülümsedi.Sonra vereceği cevap beni dehşete düşürdü: "Nothing!"
Amerikalarda ergenekon yoktuuuuuuu.Haydi kızlar merikaya.
Adam'ın "hiçbir şey"i, beni de, kendisini de güldürdü."Allah allah" tepkisi yüzümde belirmiş olmalıydı."Çok teşekkürler" dedim ve sıradan ayrıldık.Sema'nın söylediği son cümle sanırım duyulmamıştı.
Bu enerjiyi başka hangi yazardan alabilirim bilmiyorum.O kesinlikle müthiş bir adam.
Belki de sadece bana "mind control" yapıyordur.Shit.
Tüyap Hatırası I
Yorgunum a dostlar.Kollarım, bacaklarım ve hatta topuklarım ağrıyo.Çok ağrıyo ama.Öyle böyle değil.Neyse neden diye sorduğunuzu duyar gibiyim.Sormuyosanız bile anlatıciim.Tüyap'taydık arkadaşlarla geçen gün.O salondan bu salona, o imzadan bu imzaya, o sıradan bu sıraya, şurdan ileriye, burdan beriye dolanıp durduk.Uykusuz standına baktık filan baya kalabalıktı sıra yani.2-2.5 saat beklemem gerekti.Fekat başka işlerimiz de vardı.Adam Fawer'a neyin uğradık (Ne esprili adam ya.hehe.sevdim ki.) Öhüm, sonra saat 16'ya dayandığında tekrar uykusuz standına gittim.Sıra çok değildi.En fazla 1.5 saat beklerdim.N'olucaktı ki.Hemencicik girdim, arkadaki kızla aralıklı muhabbetler koyduk.Önümdeki üç kızla yegeze-leyeze muhabbeti yaptık.Siyah ojem vardı, ben kuuuğldum.Öndeki kızlar sürekli Ersin ve Umut Abi'nin fotoğraflarını çekiyolardı.Yiğit Abi de saçlarını kestirmişti.Yakışmıştı.Sıra azaldıkça azaldı, azaldı, azaldı...Başta içimden dedim ki:" Yav merve, nasılsa 10 dk durup pes ediceksin,".Çok edersin pes.İlerden bir de Alpay Erdem'i gördüm mü...Allah! Bi gaza geldim okuyucu, bi gaza geldim ki sorma! "Uykusuz sırasını halleder, bi de Elif Şafak'a naber derim" bile dedim içimden.Valla bak.Ve sıra bize de gelmişti, ilk başta Fırat Budacı, sonra Barış, sonra Memo, sonra Ersin, sonra Cihan, sooora Yiğit, sonra Cüstün (Büstün'e benden selam söyliycek amaaaa), sonra tabi ki...Beklediğim an geliyodu.Alpay Erdem görünmüştü.Allah'tan benden önceki kız, arkadaşları için de poster imzalatıyodu da işi uzun sürdü, biz de Alpay abiyle sohbet ettik.Sohbet bile denemez ya neyse.Merhaba "Alpay Ağbi" dedim."Merhaba" dedi.Durdum.Nasılsın faslı oldu mu hatırlamıyorum."Ya ben şeyi sorucaktım" dedim, "sitend ap gösterilerin ne zaman başlıycak? köşende yoktu" diye devam ettim.Sakalını iki parmağının arasına alarak: "İşte 14 Kasım'da filan başlıyo...Kadıköy'de olucaz, sonra Ankara'ya gidicez...Sahne daha başka oluyo ya" dedi."Evet ağbi" dedim, "sahne bambaşka" dedim.İçinden belki "sen ne biliyosun dingil" diyebilirdi...İşte aşağılık kompleksim devreye giriyordu.Salak hissettim kendimi bi'anda.Neysefem, "Sen hiç geldin mi" diye sordu bana."Yok, kısmet olmadı ağbi.Hem öss filan olayından vakit kalmıyo.Ama gelmeyi çok istiyorum.Ayarlamaya çalışıcam" dedim."Gel ya, vallahi daha güzel oluyo sahnede.Gelirsen kulise uğrarsın ben geldim diye, görüşürüz o zaman" dedi.Sanırım o arada çarpıldım.Çok mutluydum len.Valla bak.Hayatımda ilk defa bi mizahçı yazılarında beni bu kadar tanımlayabiliyoken ve ben siyah ojelerimle çok kuuğl'ken, beni gösterisine davet ediyodu.Hatta "kulise de gel" diyodu.Sonra ben bi uçtum, bi uçtum ki of.O uçuşla Yiğit Abü'ye 'Karikatürler-Yiğit Özgür'ü imzalatmayı unutuyodum.Soora imza sırası devam etti, otisağbi yavuzağbi, umut abi (aşkımızın meyvesi'ni çok beğendiğimi söyledim, umut abi de o sırada sandviçini kemiriyodu; 5 saatlik imza olayını bitirmeye az kala...), he bi' de o sırada erman çağlar, ofis sorumlusu mesut ağbi de imzalarıyla posterimin yüzünü gülümsettiler.Yirim anacım.Eve geç geldim diye annemlerden fırça yedim, sonra beni bi mutluluk dalgası sardı, postere baka baka ağladım.Bence burada güzel bi olay var.Şimdi neden bu kadar kuş, böcek, ağaç tralalalalaa olduğumu anlamadınız di mi.Siz gidin, Alpaycım beni anlar! =D
17 Ekim 2009 Cumartesi
Ankara yolcusu kalmasın =)
11 Ekim 2009 Pazar
Belki bir gün...
Belki içine biraz hayat konulur
Belki ölmeden insan olunur yine
Belki biraz da hava solunur
Belki bir gün
Ağaçlar kök salınca
Hepsi göğsüme batınca
Tek odalı kağıttan şatomda
Uyanırım belki
Yalnızken kırık yatağımda
Alışırım zamanla
Bu kadarı var bana hayatta
Yetinirim belki
Belki bir parça akıl bulunur bir yerde
Belki içine biraz zeka konulur
Belki bir gün
Ağaçlar salınınca
Rüzgar göğsüme dokununca
Camdan dışarı bakınca
Anlarım belki
Yatağımı onarınca
Dayanamam yalnızlığa
Daha fazlası var hayatta
İsterim belki
10 Ekim 2009 Cumartesi
Acı çekmek bazen
Yine sessizlik gelir.Ardından tekrar bir şarkı.Dünyayı görürsünüz, cenneti ve cehennemi.Dünyadasınız evet.Ama o şarkı -chasing cars- umudunuzla sizi cennetin güzel köşklerinde ağırlar.Peki olmazsa? İşte o zaman cehennemde yanıyor olduğunuzu hissedersiniz.Bütün bu olanların anlamı nedir peki? Acı çekmek bazen, fayda mı verir?
Sorularınız aklınızdadır, kafanız karmakarışık.Teknik olarak iyi giden yaşamınız sendelemiş, yere düşmüştür.Bacağı kanıyordur, pıhtılaşmayan kanınız sizi her geçen gün dipsizliğe sürükler.Yine şarkıyla kalakalırsınız.
O kanama hatırlatır sevginin ne demek olduğunu, susarsınız ama sessizliğinizin verdiği cevaplar bile güzel gözükür gözünüze.Bir kanama, bin kanamaya işarettir.Bacağını kurtaramayan, bütün bedenini kaybedecektir.Bunu bilmek bile sessiz harflerden oluşmuş, başkaları tarafından kullanılmış kelimeler demektir, bir daha hiç sizin olmayacak.
dipnot: 'siz' kullandığım yerleri kaldırın, yerine bir haarp koyun.
7 Ekim 2009 Çarşamba
Özlemek bazen
Var ya, gelse yanıma, özledim ben de dese sarılmaz mıyım? Sarılırım lan.Bi de öperim oh kokulu kokulu.Sabaha kadar başımı şişirsin, tıngırdatsın, şarkı türkü söylesin.Yapsın ya bunu.Şimdi Uzaklardasın dinlemek isterdim Zeki Müren'den ama dayanamam ağlarım ben şimdi.Yok kesin içim gider uzaklara.Çok özledim yani, öyle böyle değil.
Bazen yanıma geldiğini hayal ediyorum, ya da ben onun yanına gidiyorum.Seviyor beni kerata."Arkadaşız biz yahu, biliyorum, hissediyorum ne yaşadığını.Al omzum senin olsun, sümüğünü tişörtüme sile sile ağla" diyorum ben ona.Sonra bana olanları bir güzel anlatıyor.Belki ağlıyor.Ve belki de ben ona hiç bakmadığım kadar güzel bakıyorum.Canım o benim ya.Sanki canımmış gibi.Öyle seviyorum ki ağlayasım geliyor.Özlemişim gerçekten seni, hem de çok özlemişim.Sen ne hissediyorsun onu bilemem de.Belki ben de olurum senin gibi.Belki ben de omzunda ağlarım.Belki kıymetini anlarım o zaman? Ve yine zaman kelimemiz karşımıza çıkar.
Az kaldı, gelirsin işte ne bileyim.Ama hadi gel, yoksa ben kaçarım oralara.
6 Ekim 2009 Salı
Evrim tamamlandı :p
gençTEMA'lı oldum, çok mutluyum.
Neyse, eli boş değiliz.Toplam 500 küsur sms topladık, bu da 500 küsur fidan demek! Bugün 6 tane olmak üzere, yaklaşık 15 civarı yeni üyemiz var artık, 3. bölgede.İnanıyorum, "Türkiye Çöl Olmayacak!"
Zekavet Taş'a çok çoooookkk teşekkür ediyorum, kendisi bizi kucakladı, aldı yanına.Hiç hor görmedi, onlardan yaş yaş küçük de olsak bize yetişkin muamelesi yaptılar.Pazar günü Tema'nın genel toplantısından sonra bizimle tek tek el sıkışan Tema Genel Başkan'ı Sayın Hayrettin Karaca'ya, Tema il temsilcilerine, dünya konusunda duyarlı olan herkese, imza attırdığımız defterimize, bir de Sony profesyonel fotoğraf makinesi olan abiye çok çok teşekkür ediyorum :p
Benimçün harika bir hafta sonu + güzel bir hafta başlangıcıydı.
Kısacası Tema & Turmepa işbirliği içerisinde geçirdiğim dolu dolu 3 günüm ve o günlerde bize destek olan herkese teşkür ediyorum.
5 Ekim 2009 Pazartesi
Temacılaaa.
Hey selam millet.Nasılsınız iyisiniz tamam uzatmayın.Öhüm, haarp der ki, kalkın, bi sms atın 4014'e, sizin de en künyelisinden bir fidanınız olsun.Ne dersiniz.Evet dersiniz.
Beni sevdiğinizi biliyorum.Çünkü ben de beni seviyorum.
asjklşşlkjdfgh şaka tamam, duyarlılığınız için şimdiden teşekkürler.Sıkıysa olmayın.
2 Ekim 2009 Cuma
Yapamamak bazen
Yapamazdınız.Uzansanız tutamaz, yıldızlarda sanırdınız.Çerçevedeki resimde, telefondaki 3G'de arardınız.Bulamazdınız.O başkasıydı artık, ya da iyi bir oyuncu olmuştu sizi bile geçen.Düşünürdünüz, ne eksik he? Ne.. ne...Yoktu işte! Umursamamalıydınız, hüngür hüngür ağlamalı ama umursamamalıydınız! O giderken aptal aptal bakardınız.
Hani öyle yerin dibini boylamış, öyle mutsuz, öyle hüzünlü olursunuz.Son kuş yuvadan kaçar.Hayır siz bir korkuluktunuz ve tabii ki o kişi mısır tarlasına yanaşmamalıydı! Anlatamazdınız kendinize.Ona nasıl anlatacaktınız? Kafanız karışıktı.Tamam, bir arkadaşınıza anlatırdınız.Yüzünüz kızarırdı anlatırken.Gerçekten karışıktınız.O, sadece sizi kenardan seyrederdi.Hani onun olduğu bir dünyayı bulabilmekti dileğiniz.
Yalandan da olsa güzeldi hissederdiniz.Hani şarkılarda onu bulup çıkarır, göklerde kuşların sırtına bindirirdiniz.Sonra arkasına da siz atlardınız.Mavilikler gittikçe büyür, büyür, kocaman olurdu.Sonsuzluktu bu, fark ederdiniz.
Ve uyanış.Uyanış gürültülü olur, başınıza soğuk su dökülür bir anda.Gerçeği ayırt edemezsiniz.Hani lanet gibi hissedersiniz.Karışıklık geçmez, kendinizi konumlandıramazsınız.Kimsiniz çözemezsiniz, ağlarsınız.Gözyaşlarınız buhar olur, gökyüzüyle buluşur.Başka bir ülkede, başka bir tene değer ve bir can daha bulur."O da belki ağlıyor" diye düşünürsünüz, size ağlarmış gibi hissiyatı sanki.Hani yanılırsınız.O'nun gözyaşları hep aynı kişiye, hep aynı nedenle dökülmüştür.Hani o da buhar olup giden damlacığının, aşkının içinde sönmesini ister ya.Siz sadece hayatta bir buharsınızdır, anlarsınız.Yapamamak bazen...Elin(m)den hiç birşey gelmemek. :/
16 Eylül 2009 Çarşamba
Reddkit'ten nağmeler
Rüya gibi sevsek şimdi aşk bu kadar zor mu?
Yerim kiii redd'iii (H)
Aşktı Bu'yu dinleyin bu arada.Sonracıma modern adımlarla, küçük bir çocukken, bir şövalye var içinde, dekadans vs vs. Sevdim yahu.Ama aşktı bu'yu çok dinleyin ya. ;d En fazla en birinci aşktı bu dinlenmeli diyorum.dinleyin sıkılmadan tekrar dinleyin bir defa daha dinleyin diyerekten nokta.
14 Eylül 2009 Pazartesi
arayışlar içerisinde
*ben saf aşkı arıyorum. bulabilir miyim bilmiyorum.
yeşim
*ben ask da aramiyorum
yeşim
*ona ragmen bulabilir miyim bilmiyorum.
12 Eylül 2009 Cumartesi
Muse dinlemek.
sevdim yahu. yeni albümünü pek sevdim. Dinlenilesi ve bende dinliyorum (x
mehtap her dinleyişimde aklıma gelmek zorunda mısın. çık ulağn hayatımdan.
evet uzun bi zamandır dinliyorum muse.[belirteyim :p çok uzun zamndır (H) ] fakat yeni öğrendim albümünün çıkacağını.
undisclosed desires dinlerkene içim kıpır kıpır oluyor giriş müziği sayesinde.
tuttum muse tuttum afern (x
9 Eylül 2009 Çarşamba
MUSE
Begenen tam begeniyor yeni albümü, begenmeyen hic begenmiyormus gibi duyumlar aldim :D Ama bildigim tek sey, suan msndeyim ve millette bir Muse aski. Özelikle resistance. ama Mor ve Ötesi dinleyen hic yok. Gidisat iyi degil! :D
8 Eylül 2009 Salı
17 Ekim 2009 / mor ve ötesi @ ghetto (akustik)
Bekle beniii ghettoooo, Halı Kadın geliyoooo
6 Eylül 2009 Pazar
düzenlemeler
5 Eylül 2009 Cumartesi
Uleyn Invincible.
Edit: sınavı tek takan ben değilmişim.Çok mutluyum.
4 Eylül 2009 Cuma
umr umr umr
1 Eylül 2009 Salı
31 Ağustos 2009 Pazartesi
Değişiklikler
Daha az konuşup, daha çok film izliycem.Kültür merkezinden çıkmıycam.Fransızca öğrencem.Aşık olucam dans edicem.
Ben bu gecee karar verdiiim =P
IAMX
30 Ağustos 2009 Pazar
29 Ağustos 2009 Cumartesi
ti.yat.ro.
ve öyleyim ve çok mutluyum.
28 Ağustos 2009 Cuma
kota sorun olur bazen.
yemesin! bende yerim ki.
27 Ağustos 2009 Perşembe
Durmak yok, yola devam!
yandım.
naz'la braber dinleme şerefi (A)
belki tanışmak zor, iyi anlaşmak zor; peki görüşmek çok mu kolaydı?
26 Ağustos 2009 Çarşamba
nezlesie,eurasiaaee,cia.
Matt' i düşündümde şimdi ciddi olamaz bu adam ciddiysede bu fikirleri nasıl alıyor hala şaşırıyoruz.Uprising de parlamentoya girmeye çalışan cici oyuncak ayılar! patlatacaklardı galiba V gibi?(bknz: V for Vendetta!) Klibin çıkış tarihi 5 kasım olsunda öliyim bende.Ama bu olamaz albüm zaten 14 eylül kötü oldu bu single ööö single kaka single seni :/Ama olsun Artwork' ta iş var 6genler,ayılar falan ne hoş ne hoş.Absolution kadar iyi gözüküyor.^^ Albüm çıkmadan bunlara uyandıysak sonrasınıda merak ettim şimdi Haarp uyann 14 eylül herşey için geç olabilir!! Mk ultra/Cia ilişkisinden sonra bunu gördük artık Muse'u (Matt bu fikirleri tek gerçekleştirmiyo kardeşim var desteği bence diğer 3 üyeden) daha çok seviyorum!
25 Ağustos 2009 Salı
24 Ağustos 2009 Pazartesi
mutluyum yahu
edüt: şimdilik 7 kişi var :/ mk, mini, ben hariç 4 kişi.kendinizi ifşa edebilirsiniz. (:
23 Ağustos 2009 Pazar
Şımarmayınız hih.
Bu blog sizin yüzüsuyuhurmetinize kurulmadı.Çoktaaaağğn vardı.Biz de efem forumumuzun güz'ide kişilerini buraya şeyaparak renk katalım dedik.Sarı, ampul sarısı.
Bazı arkadaşlar blog'umzu çekemedi ki (bunlar senin cümlelerin mıt.) anten takmak istedi! Hayır bu ğrenç bir espriydi ve blog'a yazmamalıydım.Kim kimi çekemiyor belliydi ve uf, abim işten çıkmıştı, kriz bizi vurmuştu, anten bile alamayacak kadar parasızdım. :P şattafakap! (moron yerine.)
Sadece dediğim dedik, çaldığım düdük insanlar vardı ve biz çok sıkılıyorduk, kahretsin!Sadece umudumuz insanların biraz at gözlüksüz kalabilmesiydi ve bunu başaramayanlar çoğunluktaydı.Biz insanların fikirlerine saygı göstermeye çalışmaya çalışıyorduk.Ne kadar başarılıydık bilinmez.Ama kendi dediğini direten beyinler ve yalakalıklar oldukça bu imkansızdı.Sanırım hala anlamamış.
Sayfalar dolusu yazamayacağım bu kişi için.
Kömürünü, at gözlüğünü, antenini al da gel, okey? :)
yeşim yeşim yeşim! :D
Evet arkadaşlar: Türksat 3A'ya geçmiş bulunmaktayız.Başvurmak isteyen arkadaşlar antenciye gidebilir okey?
21 Ağustos 2009 Cuma
Exit Music
Don't lose your nerve
Breathe, keep breathing
I can't do this alone
yapmalıyız artık yeşim. bu dünyanın iyileşeceği yok. 8)
19 Ağustos 2009 Çarşamba
Çok oynaktı ki bu
Neyse evvelsi güne gelelim, zaten geç uyuduğumuzdan geç kalkıyoruz.Kaç gündür uykum var asdfghjkl.İki kuzen de (aykut abim, yusuf abim.) euhehe saat 14.00 civarı uyandılar asdfghj.Helal yani ama rekor bende: 16.00 (o gün değil de tatildi sanırsam ahah).Uyandılar, kahvaltı ettik, geri yattılar, uyandılar saat öğlen 2 olmuştu.Biz de Ömer Dayım'a bir uğrayak dedik, ordan Gülcan ablayı da almalıydık.Gittik, dayımın çatısı harika olmuştu (mangal yapmalıyız orda.).Tekrar eve döndük, yemek hazırladık.Yemekteyiz'e baktık asdfghjk :D.Yemekler hazır olduktan sonra asker eğlencesinin olacağı yere gittik, bir sokak vardı evle arası.3 askerin, tek eğlencesi.Karşıki sokakta da vardı eğlence asdfgj.Ne ballılardı.
Orkestra filan çalıyodu oynayan oynuyordu.Biz azıcık kaldık annemle Zahra ablaların balkondan izledik kendilerini.Sonra eve dönüp Selcan ablaları bekledik -ki onlar da 10 dk sonra geldiler-.Yemek yedik, hazırlandık ve eğlenceye gittik.
Ben -bildiğiniz Haarp, ultraviyole ve ötesi, mervecan ya da merve- göbek atıyordum ortada.Ne var yani? Başlık ondan işte hepimiz oynaktık.Erol eniştem (selcan ablanın eşi), kaynı (yaşasın kayın kelimesi) Muhammed abi, Selcan Abla ve ben (:p) ortada halay filan çektik.Kendimi durduramıyordum "aman Allahım"dı! Oynadıkça oynayasım geliyordu neden böyle olmuştu.Annem dur kızım diyordu durmuyordum filan asdfghjklşiasdfghl. Yav o sırada horon tepen biri (kim acaba :p) Emre Çolak'ı görüvirdik! Emre, Galatasaray'ın yeni transferlerinden,Genç Milliler'den, hemi de Galatasaray'ın ümitlerinden.Biliyorsunuz Emre (bilmiyo musunuz? neyi biliyorsunuz ki zaten:p) Esenler çocuğu, bundan gurur duyuyor, nereden geldiğini unutmuyor.Bu nedenle sevdik kendisini.Onlar halaylarını bitirdiler ve babam çağırdı: "Emre merhaba, şu kızla bi fotoğrafınızı alabilir miyim?" Emre: "Tabii, neden olmasın" dedi.
O kız bendim.
Neyse, kendisiyle fotoğraf çekindik.Erol enişteye döndü babam ve devam etti: "Bu genç Hollanda'dan geliyo, Galatasaraylı.Onlarla da bi hatıra alabilir miyiz?" Emre kaderine boyun eğmişti, bizden kurtulamayacaktı asdfghjklş.Fotoğraf çekinmeden söyledim: "Teşekkürler fotoğraf için." Kendisi cevap verdi: "Rica ederim ne demek" filan diye.Acayip derecede mütevazi, çok iyi, kaliteli bir çocuk.Galatasaray için böyle adamlar lazım, Emre Belözoğlu gibi değil. ;)
Neyse eniştemler de fotoğrafları çekindiler, ettiler.Biz hala oynuyorduk asdfghjklş.Çok iyiydi, eğlendik.Bazı (affedersiniz) mallar vardı ortamda, hemen evlerin yanında, elektrik kablolarının dibinde havai fişek patlattılar.Bu nasıl bir zeka, arka sokakta boş arazi var yapın orda bea.Kıl oldum ağbi :D Eve gittiğimizde yine oturduk biraz, Aykut abi, yusuf abi, memoli, muhammed abi, hasan, dayım, hasan dayım (hızlı okudunuz diiğil mi? ;D) hep beraber diğer asker gençler ve arkadaşlarıyla Silivri'ye sabahlamaya gittiler.Orada mangal filan yapmışlar.
Dayımlarla beraber tam 45 kişi konvoy yapmışlar.9 araç, biri minibüs.Kabile filan kurmuşlar ;D Neyse acıkmışlar, mangal yapmışlar.Dayım sormuş: "Ekmekler nerde?" diye."Yeşil arabada abi" demişler.Yeşil araba ortada yokmuş.Millet mangalı yapmış, mideye de indirmişler filan.En son yeşil araba gelmiş.Dayımlar: " Hani ekmekler?" diye sormuşlar tabii."Abi bizde ekmek yok, getirmedik" diye cevap vermişler asdfghjklş.Fıkra gibiler yav. ;D (fıkralarla Türkiye değil.)
Dayım horladığından (öyle böyle değil) bütün uyuyanlar uyanmış asdfghjklş.Çocuğun biri: " Abi sen nefes alıyosun ama vermiyosun" demiş ;D Allah yengeme (dayımın eşi:p ) sabır versin. :Ş
Gayet eğlenceliymiş, ki biz zaten eve geldik ve bayıldık.Öyle güzeldi, en güzel tatildi, ailem yanımdaydı ama bir yandan da "deniz istiyorum beeğğn" filan olmuştum asdfghjkl.Sonracıma karar verdim en güzel tatil bu. (:
Edütdüt 1: Eniştem Galatasaraylı! :D mor forma alıcaz kii :p :p
Edütdüt 2: Hala uykum var.asdfghjklş
Ağlarım ben ama.
Öhöm.
Yeşim iyi insandır yav.Tanısanız seversiniz.Siz ona bir yaklaşın, o size on yaklaşır, tabi kafası uyarsa :p Neyse :p Neden kafası uyarsa dedim, çünkü kafasında radyo varmış =o (chuck'ın intersect'i gibi düşünebilirsiniz) ya da kafası radyoymuş (bildiğin radyo).Benim de kafamda ufaktan antenler çıkmaya başlamıştı kendisiyle tanıştığım dönemlerde.O antenlerle birbirimize radyo dalgaları gönderip alıyorduk.Haarp projesi filan diyordum ben.İyi anlaşıyorduk bu insancağızla.Kendisi kesinlikle 'Dünya Yalan Söylüyo kardeşim' diye hayata trip atmıştı.Ben dünyayla uğraşa uğraşa üzülüyordum, o nedenle çok fazla düşünmeyi bırakmıştım (ya da sadece numara yapıyordum).Sonra kendisi beni teşvik etti, daha fazla görmeye, daha fazla konuşmaya, daha fazla düşünmeye.Ben hep düşünürken üzülürdüm.Belki hala bir nebze devam ediyor, ama Dünyayı Kurtarma Çabaları eşliğinde dünyayı kurtaracağımızdan üzülmeye vaktim yok! :p Radiohead'in de Lucky'sinde dediği gibi: "I'm your superhero" Yani anladın sen.O nedenle bu insanla tanıştığım için mutluyum, huzurluyum, salamım, sucuğum. :D
Salam sucuk, yemek muhabbeti. :p Madımak yemeliyiz! :o "Sivas madımağı" hariç herşey :/
Damien Rice uzaylısını benimle tanıştıran (uzaylıları severim, Mustafa Topaloğlu hariç), Franz Ferdinand konserine gidip haber vermeyen, mıt (bkz. ismilazımdeğil no:2) insanını çok seven biridir kendisi.Favorisini çözemedim :D Napam yahu.No Surprises desem değil, Lucky desem hiç değil.Sakin desem 'ayıp olmaz mı?' asdfghjkl.Yani ben anlayamadım.Last.fm sayfasında her gün değişiyor.Yarın bakmam gerek. :p
Tamam tükürdüğünü yalayabilir ama olsun.Geç olsun güç olmasın demişler.Edüt: Onur'u çok seksi buluyorum, napiyim? :p (böyle birşey var gerçekten).Kendisi Onur'u pek sevmez.Franz Ferdinand'ı canlı dinleyip Gökçe ve beni kalpten götürme şeysine kalkışmıştır (Gökçe'nin daha haberi yok).Film izlemeyi sever, şarkı söyler, hoşsohbettir (bazen sırf o var diye msn'e giriyorum.valla.).Tayibsever bir insandır işte bu konuda anlaşamıyoruz pek.Öhöm oyuncu demişken kendisi ayriyeten Edward Norton aşığıdır.ben de severim bkz. ortak yön.Latince filan öğrenirken baygınlık geçirir.Fotoğraf çeker, iyi de çeker.Çok iyi bi film zevki vardır (American History X).Çilem'in kadim dostu, Yeliz'in ablasıdır.Her daim sizi mutlu etme becerisine sahiptir (hayır sadece bana karşı böyle hıh,ayrıcalığım olsun ki).Dünyayı kurtarma fikri kadar güzel şeyler düşünür.Bi'tanedir.Candır.Salamdır, sucuktur. :p
18 Ağustos 2009 Salı
Eurasia dolaylarında Muse.
Benim serüven böyle başlamamış en azından ehehe.Muse'u ilk dinleyişte berbat bulmam oldukça sıradan bir durumdu aslında.Zaten hep aynı senaryo,bi şarkıyı dinlersin nefret edersin sonra dinleye dinleye esrarengiz bir biçimde o şarkının büyüsüne kapılır,aşığı olursun ;p Banada büyü yaptılar Space Dementia aracılığıyla.Muazzam ses,seni okyanusta boğabilicek olan sözler ve inişleri çıkışlarıyla fırtınalı piyano sesleri!
-Sıkıcı hayatlarına müzik yaparak renk katmak isteyen 3 genç kişinin grubunun
adıymış bu Muse.O zaman nerden bilceklerdi şimdi harika bi noktada bulunduklarını.
Bugüne dönersem yakın zamanda çıkacak albümlerinden harika bi parçayı paylaşmak istiyorum : United States of Eurasia...
Adına bakınca bu ne ya? Muse yeni bir amaç peşinde herhalde dediğim şarkı.Hatta Türkiye'ye gönderme bile yapılır denildi ama o beklenti aşağıda kaldı tabi dinledikten sonra.Şarkının girişinden itibaren bi Queen dalgası sarıyor insanı hatta 1.30lara gelince 'we are the champions' dicek gibi olunuyor bu benzerlik aşırıya kaçmış açıkcası ama benim en çok hoşuma giden yer 1.33'den sonrası.İyi bir süpriz yapmışlar burda,sevindim.Matt'in United States of diye bağırması ve ilerlerde arkadan -sia,sia! diye sesler gelmeside çok hoş.Şarkı durgunlaşınca harika bir piyano sesinin tekrardan ortaya çıkması en sonda ise füze sesiyle -altında kalan çocuk sesleride var- iyi bir gönderme yapmış olan işte karşınızda : Collateral Damage!
Kısacası Muse arşivine doğu/batı sentezi yapmış olduğu ,sözleriyle iyi gönderme yaptığı zengin bir parçayı ekleyerek beni yeniden mutlu etmeyi başardı ve albümünde çok iyi olacağı sinyalini verdi! Değil mi sevgili proje kardeşi,matt'in deli planlarını destekleyen Haarp? =)
Alttakinede diyorumki yazının tam üstüne oldu bu biraz çıkın Radiohead etkisinden yahu.
-Alın size final :
No one's gonna take me alive
The time has come to make things right
You and i must fight for our rights
You and i must fight to survive.
17 Ağustos 2009 Pazartesi
8 Ağustos 2009 Cumartesi
deliricem ama.
ben bu twittermsı şeyi döverim okeey. şifremi istiyo veriyorum bişeyler diyo ingilizce anlamıyorum. deliriyorum. yapamadım. .d
off off.
8 Ağustos / Cumartesi 2008.
Neyse bugün çok kötüyüm gerçekten.Tam bir sene olmuş ve ben sadece tek konserle yetindim.Abime göre iyiydi bu, içindeki rock dinleyen adamı çıkartmaya yetti.Ama ben hala bir eksiklik duyuyorum :/ Hem de yeri doldurulamayan bir 'eksik'lik :( Boş adamları sevmem, ki buradan anlayın mvö hiç de boş değil, ömrüm boyunca gerek fikirleri,okumuş olmaları, gerek tavırları her zaman örnek alacağım şeyler olacak.Tam 400 küsur gün oldu İstanbul'da konser vermeyeli ve gerçekten çok özlemişim, geçen NTV'de izlerken farkettim :/ Konserlerine gidemesem bile gidebilen arkadaşlardan gerekli fotoğraf desteğini alıyorum.Ya da o gün kederlere bürünüyorum ;d Yav şaka maka özlem denen şeyi öğrendim.Bakalım mvö daha bize neler öğretecek.
Barışarock denen şey, tam seni bulmuşken neden ellerimizden kayıp gittin? Abim "seneye olursa çadırı da alır öyle geliriz" demişti.Şimdi neden böyle oldu? :'( Tamam, kiralarla sadece ödenmiyor masraflarınız ama o zaman tişört alma zorunluluğumuz olsun, hem de giriş ücreti gibi düşünelim, zaten mvö çıkarken yuhlayan (afedersiniz) içip kafayı bulan aptallar vardı, onları şey yapmak için.Ve sırf onların yüzünden Harun abinin önüne geçemedim.Hep yeşil pena atıyor ya neyse belki bir gün kısmet olur :/
Erman'mış o ahah ;d Sakin afişi olan Erman'mış.Ben de "bunlar kesin mvöfandandır" filan dediydim ehuehe.Morfan'dakilerin yarısından çoğu sakinfan'da da bulunmakta zaten neyse.
Ben özledim ki.Sadece çooooooook özledim. :/
haarp. (:
7 Ağustos 2009 Cuma
Ayıp Olmaz mı
O kadar zor mu
Atilir miyiz oyundan, benzemezsek onlara
Bahane mi lazim
Mazeretimiz mi kalmamiş
Çok ayip olmuş
Hayat
O kadar zor mu
Takilir miyiz yolunda, şekli gizli taşlara
Yetişmek mi lazim
Bahçemizde bir gül açmamiş
Çok ayip olmuş
Kiz en güzel, en hafif giysisini giymiş
Oğlan renkli bir dünya boyamiş
Kapkara kapilar sormuşlar onlara
Ayip olmaz mi
Bu işler o kadar kolay mi
Ayip olmaz mi..
Mor ve Ötesi
6 Ağustos 2009 Perşembe
5 Ağustos 2009 Çarşamba
How i met your mother' sevenler?
evet biliyorum içinizde var seven. hemde çok var. seven diyince aklıma espri geldi(komik bi espri euheuh) sonra yaparm. konu dağılmasın öhöm .d
4 sezon bitti. fakat ben halen son sezonun yarısını izleyemedim x( neyse doom günümde gelicek ama .d bi günde izlemeyi düşünüyorum ki.
Barney. ahh barney sen ne tatlısın ki. .d neyse...
daha 3 sezon daha sürecek-miş. yani toplam 7 sezon olacak. artık annelerini tanırız diye umuyorum. .d
spoiler vermeyin kafanızı kopartırım ! özelliklede haarpcan ;D
31 Temmuz 2009 Cuma
ARS LONGA "Vita Brevis"
Şanslıgiller,sizi de çağırıyorum,hadi!
www.myspace.com/arslongamusic