1 Ekim 2016 Cumartesi

çığlık çığlığa.


yine bir gün İstanbul'dan dönüyorum. kalp böbrek ciğer gibi organları orada bırakmış, ruhumu aman ha bedeni terk edip gitmesin diye iyice tıkıvermişim içime. şans(sızlık) bu ya uçuş boyunca aşk, ayrılık ve mesafe temalı şarkılara denk geliyor, dinledikçe ağlıyor, gözümü kapadıkça ağlıyor, açtıkça hala daha ağlıyorum.
kokpitten uzun süre ses çıkmayınca saçmalamayı seven tarafım ağır basıyor, 'ulan napıyor bunlar uyudu mu, yoksa pilotlar birbirine zarar mı verdi, off' diye söyleniyorum. sonra yine bi kriz. ağlıyorum. ve iniş için hazırlanıyoruz. oturma düzeni olarak hepimiz hazırız. ama içsel olarak hiç mi hiç hazır değilim, 'görüyorum'. 11 ay sonra ilk kez dönüyorum bu yere, evime. elimde olsa tekrar 40 bin feet'e yükseleceğim, o derece hoşbulmuyorum. ama insanın ayaklarının yere basması güzel şey. 'neyse' diyorum, 'sağ sağlim geldik, yine giderim zaten, dimi?'
sürekli kendime konuşuyor, kendime susuyor, sıkılan canımı rahatlatmaya çalışıyorum. o an kendimi çok yalnız hissediyorum. doğup büyüdüğüm yerlere yabancılaşmanın ötesinde bir şey, farklı bir his bu. sezen aksu geliyor aklıma. 'kime kızayım, nazım senden başka kime geçer, benim sensiz kolum, bacağım, ocağım yok' diye mırıldanıyorum. kolum, bacağım, ocağım yok. olmadığını hissediyorum. eksik hissediyorum. içimdeki boşluğu doldurabilecek, kolum bacağım olabilecek bir şey yok. yalnızım. bir yanım şanslı, biliyorum. böyle hissetmek değerli. buna sahip olmak nimet. biliyorum. ama diğer yanım çok şanssız yahu. sevdiğim adamı, sevdiğim insanları bırakıp gitmekten, her defasında bir yerlerden ayrılmaktan, kavuşmak için ayrılmak zorunda olmaktan, ağlamaktan usanıyorum.


mesafelerin, ayrı kalmaların, kavuşmaların bana çok şey kattığını biliyorum. anlara, anılara önem veriyor, sevdiklerimi çok seviyor, özlemekle kavuşmak arasındaki süreci güzel hayallerle doldurmaya çalışıyorum. zorlandığım oluyor, çok oluyor. alışamıyorsun. alışılmıyor.

içimdeki aşk'a, kulağımdaki müziğe, belleğimdeki anılara sığınıyorum. yine bir gün İstanbul'a dönüyorum.. 



geliyor muyuz, gidecek miyiz..