Bazen hayatın bu kadar suçlu olmadığını düşünüyorum.Hatta insan denen yaratığa katlanması bile bir mucizedir! Bencillik yapmak istemiyorum ama bazen de haksızlıklar yapıyor, belki de istemeden.Doğmamış bir çocuğun canını alıyor, savaşlar çıkartıyor, büyük amcalara ve abilere "adam vurmaca" oynatıyor...Her ne kadar işin evrensel boyutunu görsem de bana yapılan bu haksızlığı da fark etmedim değil, yazmaya karar verdim.
Ben bi şeyi merak ettim.Doğru insanı (!) bulduğumda da o merak ettiğim şey gerçekleşti.Aradan zaman geçti, olaylar oldu filan, sevgisini kazananlar oldu.Ben sustum, o sustu, ben sevdim, o sevmedi.Gerçekten, kalpten hissettiğime inandığım şeyler yalan gelmeye başladı ve sonunda bana yapılan komployu anlamış bulundum.Bunun adı her neyse kötü bir şeydi işte.
Büyüdüm.Ben büyüdüm, o büyüdü.O daha da büyüdü, ben minicik kaldım.Sorunun nerden başladığını, nerede bitmesi gerektiğini kestiremedim ve sürüklendim bu duygunun içine içine.
Artık yazamıyorum.Kendimi öyle berbat buluyorum ki anlatamam.Çaresizliği de keşfettim o duygunun yanında, bu daha da beterdi.Derdim büyük; sevgi, saygı vesaire!
"Neyse olsun" der geçerim, içim acır ama çaktırmam.Gözlerime: "İki günde bir ağlarsın bundan sonra" derim.Ne olacak yani.
Hem Tyler üstad ne demiş: "Bir hayat tecrübemiz oldu."
24 Nisan 2010 Cumartesi
21 Nisan 2010 Çarşamba
12 Nisan 2010 Pazartesi
11 Nisan 2010 Pazar
uykusuz her gece
ve sonu gelmeyen düşünceler sonracıma en güzel argo kelimelerin olduğu zamandır uykusuzluk vakitleri ..
9 Nisan 2010 Cuma
1 saç,1 bant.
Saç bandımı hafifçe sıyırdım saçımdan.Yüzümü rüzgara döndüm ve saçımı dalgalandırdım.Saç telleri sonra yüzüme çarptı,gözlerim ise kapalıydı.Uzunca öyle kaldığımı hatırlıyorum.Birden yağmur bastırınca upuzun saçlar ıslandı.Tipik nisan yağmuru olduğu için ardından güneş gülümsedi ve saçlarım ısınmaya başladı.Kıvrıla kıvrıla kuruyordu.Tamamen kuruduğunda renkli bandımı yeniden taktım ve daha güzel olduğumu gördüm.
Tek şey derdim: 'kendine ve zamana imkan tanı'.
Tek şey derdim: 'kendine ve zamana imkan tanı'.
4 Nisan 2010 Pazar
Aşk, bekleyişlerin ülkesidir.
Yıllar önce bir üstad, ahah üstad değil tamam, yahu yıllar öncesi de değil, neyse bi arkadaş yazın bize aşk hakkında çeşitli "benim yaşadığım büyük aşk, ilahi aşk, hem bakalım öyle olmaz ki seninki, belki de sevgidir?" filan demişti.Aklıma o geldi.Evet.
asdafhjkl nereye bağlayacağımı bilemedim.Aslında büyüklüğü ne olursa olsun aşktır işte aşk.Çakıl gördüğünde der misin "yahu bu küçük, böyle taş olmaz ki, cık" filan? Taş işte.Onun da bir gücü var.Aşk da öyle.Yani bence.Evet.
Tamam uzatmıyorum!
asdafhjkl nereye bağlayacağımı bilemedim.Aslında büyüklüğü ne olursa olsun aşktır işte aşk.Çakıl gördüğünde der misin "yahu bu küçük, böyle taş olmaz ki, cık" filan? Taş işte.Onun da bir gücü var.Aşk da öyle.Yani bence.Evet.
Tamam uzatmıyorum!
2 Nisan 2010 Cuma
görüş açısı ya da görememe acısı.
kaç zaman oldu hala öğrenemedik.herkesin anlayışı farklı ama hala aynı hatalar yapılıyor.en basitinden kırmızı denince aklına nasıl bir ton geliyor? (En azından benim aklıma gelen kırmızıdan farklı bir ton olduğu kesin.Tamam fazla attım aynı ton olabilir ama olasılık düşük kardeş.)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)